Kültür A.Ş. “Kültür Yayınları Serisi”nden 2008 yılında yayınlanmış olan “İstanbul’un Manzara Terasları” kitabı, günlük güneşlik yaz günlerinde mütevazı gezintilerle İstanbul’u yeniden yaşamak isteyenler için en güzel İstanbul manzaralarının nerelerden seyredilebileceğine dair derli toplu bilgiler ve fotoğraflar sunuyor.
İstanbul’un Manzara Terasları
1970 yılında Tokyo’da bulunan Bir Milyon ve Üzeri Nüfuslu Şehirler Enstitüsü’nün İstanbul’un manzara noktalarının tespiti konusunda gönderdiği kıstaslara göre yapılan çalışma sonucunda, İstanbul’un manzara noktalarının oranı % 95 olarak tespit edilir. Bunun üzerine Enstitü, “Dünya üzerindeki şöhretli birçok şehirde bile bu oran mümkün olmadığından, yeniden incelenmesi…” talebinde bulunur.
Bu cevap üzerine, İstanbul Nazım Plan Bürosu ile birlikte bir yıla yakın süren çalışma sonunda haritalar, hava fotoğrafları ve gezi notlarına dayanarak İstanbul’da manzara noktalarının oranı tekrar yüzde 95 olarak belirlenir ve Enstitüye gönderilir. Enstitüden herhangi bir itiraz yazısı gelmez.
***
Alman İmparatoru Kayzer Wilhelm, 1898’de İstanbul’a ikinci gelişinde Çamlıca Tepesi’ne olan hayranlığını “Her Alman, mutlaka Çamlıca’ya çıkmalıdır” diyerek ifade etmişti. 1950’lerde Mısır Başbakanı da bir beyanatında, “Çamlıca’da bir gün geçiren insan, hayatından bir yıl kazanır” demişti.
İstanbul’da yaşamak değil, İstanbul’u yaşamak…
Her keşfe çıkışınızda size daha önce bilmediğiniz, görmediğiniz ya da fark etmediğiniz yepyeni hazineler sunan İstanbul, manzara teraslarıyla da benzersiz güzellikler sunuyor.
Kültür A.Ş. “Kültür Yayınları Serisi”nden 2008 yılında yayınlanmış olan “İstanbul’un Manzara Terasları” kitabı, günlük güneşlik yaz günlerinde mütevazı gezintilerle İstanbul’u yeniden yaşamak isteyenler için en güzel İstanbul manzaralarının nerelerden seyredilebileceğine dair derli toplu bilgiler ve fotoğraflar sunuyor.
Orhan Erdenen tarafından hazırlanmış olan kitapta, “İstanbul’un yüzde 95’e varan manzara terasları içerisinde en etkili olanlarının 9 tanesi” hakkında ayrıntılı bilgiler veriliyor. Büyük Çamlıca, Kalafat Yeri, Tekfur Sarayı, İcadiye Vaniköy Tepesi, Rumelihisarı Üstü Nafi Baba Tepesi, Yuşa Tepesi, Nakkaş Tepe, Sultan Selim Tepesi ve Salacak Burnu hakkında verilen bilgileri okurken, sadece İstanbul manzaralarını değil, İstanbul’un tarihini ve kültürünü de aynı dinginlik içerisinde seyre koyuluyorsunuz.
İstanbul’un Manzara Terasları” kitabından sadece günümüzde İstanbul’un en güzel manzaralarının nerelerden seyredilebileceğini öğrenmekle kalmıyor, geçmişte İstanbul’un sahip olduğu ancak kitapta özetlenen çeşitli sebeplerle özelliklerini kaybetmiş olan tabiî manzara teraslarının listesini de bulabiliyorsunuz.
Seyir Balkonları
Kitapta yer alan ve Haldun Hürel tarafından hazırlanmış olan “Seyir Balkonları” bölümünde de, “Seyir Balkonu’na uygun olan noktalar veya yeni bir Seyir Balkonu oluşturulması için önerilen mekânlar” 30 madde hâlinde sıralanıyor.
Kitapta, “Üzerlerine bina, gazino ve benzeri yapılar inşa edilmiş” 47 manzara terasına da yer verilmiş. Bu listenin ardından, İstanbul’un çeşitli yönleriyle görülebileceği 23 bina ve mekân da liste hâlinde sunuluyor.
İlk bilimsel çalışma
Kitabın “Durum ve Tasarım” başlıklı sunumunda, bu konuda daha önce yapılmış çalışmalar özetlenirken, Nilüfer Ağat’ın İTÜ Mimarlık Fakültesi doktora tezi olarak 1963 yılında hazırladığı “Boğaziçi’nin Turistik Etüdü” hakkında da kısaca bilgi veriliyor. “İlk bilimsel inceleme” olarak nitelendirilen Ağat’ın çalışmasında, Boğaziçi’nin manzara noktalarının eniyle, boyuyla, dereceleriyle ve planlarıyla gösterildiği kaydediliyor. Bunların başlıcaları da şöyle sıralanıyor:
Ulus Kuruçeşme’de Şeyhülislâm Cemaleddin Efendi Korusu, İstinye’de A. Afif Paşa Köşkü yanı, Kefeliköy’de Beyaz Yalı üzerindeki tepe.
Ağat, Anadolu yakasındaki noktaları da şöyle sıralamış: Beykoz’da Yenimahalle ve Çubuklu’da Hidiv Köşkü, Küçüksu’da Sevda Tepesi, Beylerbeyi’nde Küplüce.
Yüde 95 mi? Olamaz!
Yazar Orhan Erdenen, “İstanbul’un Manzara Terasları” kitabında, 1970 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki görevi sırasında yürüttüğü bir çalışma hakkında da şu ilginç bilgiyi kaydediyor:
“Tokyo’da bulunan Bir Milyon ve Üzeri Nüfuslu Şehirler Enstitüsü’nün 1970 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki görevimiz sırasında, İstanbul’un manzara noktalarıyla ilgili olarak gönderdikleri kıstaslara göre yaptığımız incelemelerde İstanbul’un manzara noktalarının oranı % 95 olarak tespit edilmiştir.
Adı geçen enstitünün kıstasları şunlardı: Manzara noktasının kapsadığı derinlik ve genişlik; göze etkisi, duygulara etkisi ve manâsı; bu çerçeve içinde önemli bir odak noktasının olması; doğa ve tarihle yoğrulmuş tablosu; manzaranın hareketliliği fakat gözü, düşünceyi tırmalayan şeyleri barındırmaması.
Bu kıstaslara göre manzara noktalarının oranını yüzde 95 çıkartmamıza gelen cevap şöyleydi: “Dünya üzerindeki şöhretli birçok şehirde bile bu oran mümkün olmadığından, yeniden incelenmesi…”
Bu cevap üzerine, İstanbul Nazım Plan Bürosu ile beraber bir yıla yakın süren çalışmamızın sonunda haritalar, hava fotoğrafları ve gezi notlarımıza dayanarak İstanbul’da manzara noktalarının oranını tekrar yüzde 95 olarak belirledik ve Enstitüye gönderdik. Bunun üzerine kendilerinden başka bir yazı alınmadı.”
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder