24 Nisan 2012 Salı

Panoramik Müze, hafta sonu ziyaretçi rekoru kırdı


Hafta sonu İstanbul’un tercihi Panoramik Müze oldu

Dünya tarihinin seyrini ve siyasî dengeleri değiştiren İstanbul’un fethinin özel ve muhteşem bir teknikle tasvir edildiği, dünyada “tam panoramik” özelliği taşıyan ilk ve tek müze olan “Panorama 1453 Tarih Müzesi”, geçen hafta sonu ziyaretçi rekoru kırdı.

Hafta sonu ziyaretçi sayısı, 2012 Nisan ayının en yüksek rakamına ulaştı. Panoramik Müze’yi, 21 Nisan Cumartesi günü 6.902, 22 Nisan Pazar günü 5.550, 23 Nisan Pazartesi günü de 4. 344 kişi olmak üzere 3 günde toplam 16.796 kişi ziyaret etti.

Bu sosyal paylaşım sayfalarında hayat var…

Kültür sanat sezonu boyunca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü tarafından düzenlenen ve Kültür A.Ş. tarafından gerçekleştirilen her ay yaklaşık 250 kültürel etkinliğe dair duyuru ve haberleri, www.kultursanat.org adresindeki web sitemizin yanı sıra, facebook ve twitter sayfalarımızdan da takip edebilirsiniz.

Hilmi Yavuz: Orhan Veli, 7 yıl bizimle dalga geçmiştir

Gazeteci-Yazar, Şair Hilmi Yavuz, Orhan Veli’nin edebiyat tarihçileri tarafından öne çıkarılan Garip dönemi şiirlerinin, şiir okuyucularıyla ve edebiyat tarihçileriyle dalga geçtiği şiirler olduğunu ileri sürdü.

Hilmi Yavuz, Orhan Veli’nin gerçek dehası, altını çizerek söylüyorum, ‘Denizi özleyenler için’ türünden yazdığı şiirlerdedir. Yoksa bu şiirleri, yani, beni bağışlayınız bunu söylediğim için, aranızda belki Orhan Veli’nin özellikle Garip döneminde yazdığı şiirleri çok sevenler olabilir, birçokları benim de ezberimde elbette, ama ben o şiirleri Orhan Veli’nin bizimle deyiş yerindeyse dalga geçmek için, bir tür ‘Dalgacı Mahmut’ tavrıyla yazdığını düşünüyorum. Yani nasıl aşk şiirlerini ‘iş olsun diye’ yazdığını söylüyorsa, Garip dönemindeki şiirleri de sanıyorum biraz da bizimle alay etmek için ‘iş olsun diye’ yazmıştır diye düşünüyorum” diye konuştu.

16 Nisan 2012 Pazartesi

Tekbir ve Salat-ı Ümmiyye bütün camilerde okunuyor ama İmamlar, müezzinler, cami cemaati Itrî’yi tanımıyor

“Ol mahiler ki derya içredir, deryayı bilmezler…”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültürel ve Sosyal İşler Daire Başkanı Abdurrahman Şen “Bugün ezân-ı Muhammedî’yi minarelerden âdâbınca okuyamayanların çok olduğu bir ortamda herhalde Itrî’yi daha çok anlamaya, öğrenmeye ihtiyacımız var” dedi.

Doç. Dr. Fazlı Arslan da, Itrî’nin Tekbir’i ile Salat’ı Ümmiyye’sinin camilerde makamına riayet edilmeden ‘karmakarışık’ bir şekilde okunduğunu, imamların, müezzinlerin ve cami cemaatinin de bu eserlerin bestekârı Itrî’yi tanımadıklarını belirterek, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Itrî’nin tanıtılmasına yönelik eğitim çalışması başlatmasını istedi.

Arslan, “Cami kürsülerinde, hutbelerde, minberlerde imam hatiplerin, artık İslâm’ın 5 temel şartını, imanın 6 esasını öğretmek dışında başka sorumlulukları olduğunu da bilmeleri gerekiyor” dedi.

12 Nisan 2012 Perşembe

Muhteşem bir meçhulün peşine düştük…

Bütün İslâm dünyası, bayramlarda tekbir’i onun bestesiyle okuyor camilerde. Gönüller tasdik ediyor, şahadet ediyor… Itrî’nin tekbiri, tevekkülü de tefekkürü de sükûnet dolu bir teslimiyetle ve o kadar da derin bir heybetle gönüllere dolduran bir pınar gibi…

Nef’î’nin “Tûti-i mûcize gûyem, ne desem lâf değil / Çerh ile söyleşemem âyinesi sâf değil” diye başlayan şiirini yüzyıllar sonra yine onun muhteşem bestesiyle söylüyoruz. Neva Kâr, Klâsik Türk Musikisi’nin en yetkin eseri olarak kabul ediliyor.

Herkese sükûnet telkin eden muhteşem ve huzur dolu bir ses geliyor, yüzyıllar öncesinden…

9 Nisan 2012 Pazartesi

İstanbul’da lâle zamanı…

İstanbul’un lâlesiyle 7. Kez buluşması vesilesiyle düzenlenen “7. İstanbul Lâle Festivali Tanıtım Programı”, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın katılımıyla, 15 Nisan Pazar günü saat 11.00’de Emirgân Korusu Beyaz Köşk bahçesinde gerçekleştirilecek.

İstanbul’da lâle zamanı: 1-30 Nisan

30 Nisan’a kadar çeşitli etkinliklerle gerçekleştirilecek olan “7. İstanbul Lâle Festivali” etkinlikleri, 7 Nisan Cumartesi günü İstanbul’un çeşitli alanlarında başladı.

Etkinlikler kapsamında, yerli müzik grupları konserler verecek, ebru sanatçıları ziyaretçilerin huzurunda lâle temalı ebrular yapacaklar, İSMEK tarafından Geleneksel Türk Sanatlarında Lâle Sergisi ve Lâle Temalı Ürünler Satış Noktası açılacak. Lâle Heykelleri Sergisi, Lâlelerin Dilinden sergisi ve İstanbul Lâle Festivali Kronolojik Fotoğraf Sergisi de, festival etkinlikleri arasında lâle severlerle buluşacak.

İstanbul’un 100 Görülecek Yaşanacak Yeri

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., her biri İstanbul’un semtlerine birer inci gibi serpilmiş ‘100 görülecek ve yaşanacak yeri’, tek kitapta topladı.

Araştırmacı ve aynı zamanda fotoğraf sanatçısı olan Bahar Kaleli tarafından hazırlanan “İstanbul’un 100 Görülecek ve Yaşanacak Yeri”, okuyucuya tarihî mekânlarla ilgili önemli bilgiler vermesinin yanı sıra, farklı gezi güzergâhlarını takip ederek kendi gezi planınızı yapma imkânı sunuyor.

Özel olarak çekilmiş 200’den fazla fotoğrafla desteklenen kitap, “Görülecek Yerler” ve “Yaşanacak Yerler” olarak iki bölüm halinde hazırlanmış.

Aralarında Topkapı Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Bozdoğan Kemeri, Kariye Müzesi, Tekfur Sarayı, Kılıç Ali Paşa Camii, Nusretiye Camii ve Neve Şalom Sinagogu’nun da yer aldığı pek çok tarihî yapı, “Görülecek Yerler” başlığı altında toplanmış.

Görülecek yerlerin dışında tarihten gelen izlerle büyük olaylara tanıklık eden Soğuk Çeşme Sokağı, Üsküdar, Yedi Tepe, Haliç, Zeyrekhane ve Salacak “Yaşanacak Yerler” başlığı altında toplanmış.

İstanbul sevdalılarına detaylı bilgiler veren kitap, baharda İstanbul’u yeniden keşfetmek isteyenler için başucu rehberi olmaya aday.

İşte İstanbul’un 100 Görülecek ve Yaşanacak Yeri’nden birkaç örnek:

İstanbul’un 100 Hamamı yayında

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., şehir tarihçiliğine katkıda bulunmak için hazırladığı İstanbul’un Yüzleri serisinin bir başka ilgi çekici kitabı olan “İstanbul’un 100 Hamamı”nı okuyucunun ilgisine sundu.

Araştırmacı Yazar Akif Kuruçay tarafından serinin 46. kitabı olarak hazırlanan eser, zamanın yıpratıcı etkisine, modern hayatın yıkıcı hızına, ilgisiz politikalara ve duyarsızlığa rağmen ayakta kalmayı başarabilmiş tarihi İstanbul hamamlarını tanıtmayı amaçlıyor. İstanbul hamamlarından 100 tanesine ait bir seçkiden oluşan kitap, tarihi hamamları bazen mimari özellikleri, bazen mimarları, bazen de kitabeleriyle ele alıyor.

İşte kitaptan ilginç detaylar: