11 Haziran 2013 Salı

Cengiz Aytmatov’u anma panelinde akademisyenlerden öneriler

Cengiz Aytmatov, Kültür A.Ş.'de özel bir programla anıldı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Genel Müdürlük yerleşkesi içerisinde yer alan Topkapı Türk Dünyası Kültür Mahallesi’nde gerçekleştirilen Cengiz Aytmatov’u anma toplantısında konuşan akademisyenler, Aytmatov hakkında yapılan çalışmaların yetersizliğine işaret ederek, bu konudaki önerilerini dile getirdiler.

Prof. Dr. Yakup Çelik, Aytmatov’un eserlerinin çevirilerindeki yetersizliklere ve yanlışlıklara işaret ederek, eserlerinin daha titiz bir çalışmayla yeniden tercüme edilmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Hayati Tüfekçioğlu, Aytmatov’un romanlarının Türkiye’de Millî Eğitim müfredatına dahil edilmesini istedi. Prof. Dr. Abdülvahap Kara da, Türk Dünyasının uluslar arası bir ödülü olması ve Cengiz Aytmatov Enstitüsü kurulması gerektiğini dile getirdi. Doç. Dr. Fahri Solak ise, Aytmatov hakkında yapılan yayınların dökümünü yaparak, bu çalışmaların son derece az olduğunu ve daha fazla yayın yapılması gerektiğini ifade etti.

Kültür A.Ş.’de Aytmatov’u anma programı

Yüksek lisans ve Doktora öğrencileri de izledi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş.’nin ev sahipliğinde, Kırgızistan İstanbul Başkonsolosluğu’nun katkıları ve Kırgızistan Dostluk ve Kültür Derneği’nin organizasyonuyla, Türk dilinin en büyük edebiyatçılarından Kırgız yazar ve siyaset adamı Cengiz Aytmatov’un vefatının 5. yıldönümü münasebetiyle anma programı düzenlendi.

Program, geçen yıl Kırgız Cumhuriyeti Parlamentosu tarafından Kültür A.Ş.’ye hediye edilen ve Kültür A.Ş. Genel Müdürlük yerleşkesindeki Topkapı Türk Dünyası Kültür Mahallesi’nde sergilenmekte olan keçe çadırın yanında adak kurbanı kesilmesi ile başladı.

Edilen duanın ardından Kültür A.Ş. Toplantı Salonu’ndaki programa geçildi.

Kültür A.Ş. Genel Müdürü Nevzat Kütük, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Cengiz Aytmatov’un, dünya edebiyatında tartışılmaz bir yere sahip olan kitaplarıyla köklü Türk zenginliklerini bütün dünyaya tanıtan değerli bir yazar, değerli bir diplomat, değerli bir edebiyatçı, öğretmen ve yol gösterici olduğunu ifade etti. Kütük, Aytmatov’u unutmayacaklarını, onu hizmetleri ve eserleriyle yad etmeye devam edeceklerini söyledi.

Kırgızistan İstanbul Başkonsolosu Mirlan Arstanbayev de, Türk Dünyasının, Türk Devleti’nin ve Türk Milleti’nin Cengiz Aytmatov’u hiçbir zaman unutmadığını belirterek, dünyanın Kırgızistan’ı, Manas Destanı ve Aytmatov’un kitapları ile tanıdığına dikkat çekti. Kendilerine verdiği destekten dolayı Kültür A.Ş.’ye teşekkür eden Arstanbayev, bu işbirliği ile gelecekte daha büyük faaliyetlerde bulunmak istediklerini ifade etti. Arstanbayev, İstanbul’da uygun görülecek bir alana Cengiz Aytmatov Parkı kurulmasını düşündüklerini, bu konuda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden destek beklediklerini dile getirdi. Arstanbayev, “Kültür A.Ş., bugüne kadar hiçbir ricamızı geri çevirmedi, bunu da geri çevirmeyecektir diye düşünüyorum” dedi.

Sinevizyon gösterimi

Açış konuşmalarının ardından, Cengiz Aytmatov’un, vefatından 1 yıl önce katıldığı, Elazığ’da her yıl geleneksel olarak düzenlenen “Hazar Şiir Akşamları”na dair özet görüntülerin yer aldığı sinevizyon gösterimi yapıldı.

Panel

Daha sonra, Cengiz Aytmatov’un çeşitli yönleriyle anlatıldığı ve 2 oturum hâlinde düzenlenen panel gerçekleştirildi.

Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, başkanlık ettiği birinci oturumda, “Cengiz Aytmatov’un Türk Dünyasındaki Yeri” hakkında bilgi verdi. Bu oturumda İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Hayati Tüfekçioğlu, “20. Yüzyıl Romancılığının Orta Asyadaki Yıldızı Cengiz Aytmatov”, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Yakup Çelik ise, “Cengiz Aytmatov’un Romancılığı” başlıklı konuşmalarını sundular.

Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, dürüstlük ve vefa gibi değerlerin giderek zayıfladığı günümüzde, bu anma programıyla Cengiz Aytmatov’a karşı bir vefa örneği gösterildiğini belirterek, Kültür A.Ş.’ye, Kızgızistan İstanbul Başkonsolosluğu’na ve Kırgızistan Dostluk ve Kültür Derneği’ne teşekkür etti.

Aytmatov’un, yıllarca baskı ve zulüm altında tutulmuş bir millete millî kimliğini yeniden kazandırmak için, sanat eserleriyle yürekleri kuvvetlendirici bir diriliş hareketi başlattığını anlattı.

Atatürk’ün de Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu’nu kurarak aynı istikamette adımlar attığına işaret eden Prof. Yalçıntaş, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Reşat Nuri Güntekin, Halide Edip Adıvar, Yahya Kemal, Mehmed Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek gibi isimlerin de aynı çerçevede eserler verdiklerini ifade etti.

“Cengiz Aytmatov’un Romancılığı” hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Yakup Çelik de, Cengiz Aytmatov’un eserlerinin tercümelerinde gördüğü eksikliklere ve yanlışlıklara dikkat çekti. Prof. Çelik, “Farklı tercümeler, kurguyu bile değiştirecek boyutta. Cengiz Aytmatov’un kurduğu kurguyu yazarlarımız Türkçe’ye aktarırken sözcük bulmakta zorlanıyorlar, bundan dolayı da kendi zihinlerine göre bir çeviri yapıyorlar” dedi. Çelik, Aytmatov’un eserlerinin, daha titiz bir çalışmayla yeni tercümelerinin yapılması gerektiğini ifade etti.

Aytmatov’un, sadece insanları değil hayvanları da çok iyi tanıyan, onlara insanî vasıflar yükleyen ve insanî vasıflar çerçevesinde onları birtakım değerlerle donatan bir yazar olduğunu belirten Çelik, “Bunu bu seviyede başarıyla yapan herhalde dünyada başka yazar yok gibidir” dedi.

Aytmatov’un, çok farklı kurgu alanları oluşturarak, okuyucuyu sıkmadan, kendi insanının yaşadığı dramı bütün dünyaya tanıttığını ifade eden Çelik, onun eserlerinde özellikle insanı hiçe sayan ideolojilerin ne kadar yıpratıcı unsurlarının bulunduğunun görüldüğünü kaydetti.

Aytmatov’un bütün romanlarının ortak temasının mankurtlaşma olduğuna işaret eden Çelik, “Mankurtlaşma insanın, bir başkasının isteği doğrultusunda onun gibi yaşamak zorunda bırakılmasıdır; yani insanın, kendi değerlerini yaşama tarzından, istemeyerek, gönül rızası alınmayarak uzaklaştırılmasıdır” dedi.

Çelik, Aytmatov’un dünyaya takdim edilebilecek çok önemli bir özelliğinin de insan sevgisi olduğunun altını çizerek, onun, insan sevgisini savaş karşıtlığı ile birlikte, barışçı bir dil kullanarak aktardığını vurguladı. Çelik, Aytmatov’un, romanlarıyla dünya barışına çok büyük bir katkısı olacağını, bu konuda Türkiye’nin gayret göstermesi gerektiğini söyledi.

Oturum Başkanı Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş da, Çelik’in işaret ettiği “mankurtlaşma” teması hakkında yaptığı değerlendirmede, bu kavramın, sadece Kırgızlar için değil bütün Orta Asya Türk Milleti için kurtarıcı olduğunu söyledi. Yalçıntaş, İsmail Gaspıralı’nın “Dilde, fikirde, işte birlik” düsturunu hatırlatarak, Türk Dünyasında ortak bir Türkçe kullanımının sağlanmasına yönelik temennisini dile getirdi.

Prof. Dr. Hayati Tüfekçioğlu da, “20. Yüzyıl Romancılığının Orta Asyadaki Yıldızı Cengiz Aytmatov” başlıklı konuşmasında, Cengiz Aytmatov’un romanlarının da Türkiye’deki okullarda ders kitapları arasında yer alması temennisini dile getirdi.

Cengiz Aymatov’un, Kemal Tahir’le birlikte 20. Yüzyıl romancılığının en önemli ismi olduğu şeklindeki görüşünü ifade eden Prof. Tüfekçioğlu, Aytmatov’un sadece bir edebiyatçı değil aynı zamanda bir düşünce adamı olduğunun altını çizdi.

Tüfekçioğlu, Aytmatov’un, savaşın yıkımını son derece etkileyici bir dille anlattığını ancak bunu yaparken savaş sahnelerini tasvir etmediğini, savaşın etkilerini, cephe gerisindeki insanların yaşadığı acılardan hareketle anlattığını ifade etti. Tüfekçioğlu, feministlerin ve Taksim Gezi Parkı’ndaki çocukların da Aytmatov’un romanlarından öğrenecekleri çok şey olduğunu düşündüğünü dile getirdi.

1. Oturumun sonunda, Kültür A.Ş. Genel Müdürü Nevzat Yalçıntaş, Türk Dünyasına yönelik çalışmalarından dolayı Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’a plaket takdim etti. “İkimizin de ismi Nevzat” diyen Yalçıntaş, bu ismin ‘yeni kişi’ anlamına gelen Farsça bir kelime olduğunu belirttikten sonra, eskiden yeni dünyaya gelen ancak henüz ismi verilmemiş olan çocukları için aileler tebrik edilirken, “Nevzatınız hayırlı olsun” dendiğini hatırlattı.

2. Oturum

Panelin 2. Oturumuna, Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kalmamat Kulamshaev başkanlık etti. Kulamshaev, konuşmasında “Cengiz Aytmatov’un Kırgızistan İçin Önemi”ni anlattı.

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fahri Solak, “Türkiye Türkçesinde Aytmatov’un Eserleri ve Aytmatov Üzerine Türkçe Çalışmaların Analizi”, Gazeteci Yazar Erkan Tufan Aytav, “Cengiz Aytmatov’un İnsani Boyutu”, Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulvahap Kara ise, “Türk Dünyası Edebiyatını Dünya’ya Tanıtan Yazar Cengiz Aytmatov” başlıklı konuşmalarını sundu.

Yrd. Doç. Dr. Kalmamat Kulamshaev, geçmişte Cengiz Aytmatov’a Nobel Ödülü verilmesinin kararlaştırıldığını ancak daha sonra bilinmeyen bir sebeple bu karardan vazgeçildiğini, Aytmatov’un kendisinden dinlediğini aktardı. Kulamshaev, “Bizim için önemli olan Nobel Ödülü değil, Aytmatov’un gönüllere taht kurmuş olmasıdır” dedi.

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fahri Solak, “Türkiye Türkçesinde Aytmatov’un Eserleri ve Aytmatov Üzerine Türkçe Çalışmaların Analizi” başlıklı konuşmasında, Türkiye’de Kırgızistan’la ilgili 900 çalışmanın 250’sinin Manas Destanı, 200’ünün ise Aytmatov konulu olduğunu kaydetti.

Power Point sunumuyla Türkiye Türkçesi’nde Aytmatov hakkında yapılan çalışmaların yetersizliğine dikkat çeken Solak, onun hakkında yazılan toplam 10 Türkçe kitabın, sempozyum bildirileri ve tercümeler çıkartıldığında 5’e düştüğünü; Aytmatov hakkında hazırlanan tezlerin de 1’i doktora, 13’ü yüksek lisans tezi olmak üzere 14 tezden ibaret olduğunu söyledi.

Gazeteci Yazar Erkan Tufan Aytav da, 1992-95 yılları arasında Bişkek’te yaşadığını belirterek, “Hâlâ her tan yeri ağardığında Bişkek sabahlarını hatırlarım. Hiç gitmeyeniniz varsa, Bişkek’i mutlaka görün derim” dedi.

Türkiye’nin de içinde olduğu bir Avrasya Aydınları Platformu oluşturulması gereğinden hareketle Avrasya aydınları ile görüşmek için yola çıktıklarını ve bu vesile ile Cengiz Aytmatov’la da görüştüklerini anlatan Erkan Tufan Aytav, Aytmatov’un, kurulan bu platformun 8 yıl boyunca Onursal Başkanlığını, kendisinin de Genel Sekreterliği’ni yürüttüğünü söyledi.

Bu süre içerisinde Aytmatov’la dostluk ve arkadaşlık geliştirdiğini belirten Aytav, Aytmatov’la aralarındaki yaş farkına rağmen “arkadaşlık” kelimesini özellikle kullandığını belirterek, “Bazı ‘büyük’ insanlar vardır, yaklaştıkça küçülürler. Onlar gerçekten ‘büyük’ değildirler. Gerçek ‘büyük’ insan, yaklaştıkça daha da büyür. Ben, Aytmatov’da onu gördüm” dedi. Aytav, çocukla çocuk olabilen Aytmatov’un, biraz sonra bir devlet başkanıyla oturup konuşabildiğini belirterek, onun her muhatabını ciddiye aldığını anlattı.

Bir ‘çile insanı’ olması bakımından Aytmatov’u Mehmed Akif Ersoy’a da benzettiğini ifade eden Aytav, Aytmatov’un da Akif gibi yeniden bir diriliş için çile çektiğini, mücadele verdiğini söyledi. Aytav, Aytmatov’un, mütevazı kişiliğiyle halkın içerisinde yaşadığını, kişiliğinin oluşmasının arka planında da babasının kurşuna dizilmiş olmasının önemli bir yer tuttuğunu düşündüğünü dile getirdi. Aytmatov’un, bir dönem 2. Dünya Savaşı’nda şehit düşen askerlerin ailelerine bunu haber veren mektupları taşıma görevini yürüttüğünü belirterek, Aytmatov’un o ailelerin hâlini gözlemlemiş olmasının romanlarına güç kattığını ifade etti.

Roman kahramanı Cemile’nin, askerdeki kocasını aldatmasının kendisini şaşırttığını ve tepkisini Aytmatov’a da ilettiğini anlatan Aytav, Aytmatov’un karşılık olarak “Bu soruyu bana KGB de sordu” dediğini nakletti. “Selvi Boylum Al Yazmalım” eserinde sevginin ‘emek vermek’ olarak tanımlanması ve romandaki çocuğun öz babası yerine kendisine emek veren adamı tercih etmesi üzerinde de duran Aytav, bunun ‘muhteşem bir analiz’ olduğunu söyledi. Aytav, “Gün Olur Asra Bedel” kitabını, Aytmatov donanmasının amiral gemisi olarak gördüğünü dile getirdi.

Prof. Dr. Abdülvahap Kara ise, Cengiz Aytmatov’a dair daha fazla faaliyette bulunulması gerektiğini belirttikten sonra, Türk Dünyasının uluslar arası bir ödülü olması ve Cengiz Aytmatov Enstitüsü kurulması gerektiğini dile getirdi. Prof. Kara, Aytmatov’un eserlerinin öğrencilere hediye edilmesini istedi.

Plaket merasimi

Nevzat Kütük - Mirlan Arstanbayev
Panelin ardından Kırgızistan İstanbul Başkonsolosu Mirlan Arstanbayev, Kültür A.Ş. Genel Müdürü Nevzat Kütük’e Kırgız millî kıyafetini giydirdi ve faaliyetlerine verdiği destekten dolayı plaket takdim etti.

Kültür A.Ş. Genel Müdürü Nevzat Kütük de, panelin konuşmacılarına ve Topkapı Türk Dünyası Kültür Mahallesi’nden de sorumlu Kültür A.Ş. İdarî İşler Müdürü Salih Doğan’a katkılarından dolayı plaket takdim etti.

0 yorum: